Perşembe, Eylül 06, 2007

Hazeranlar Konağı


Amasya'da gezdiğimiz yerlerden biri de Hazeranlar Konağı'ydı.Elimdeki broşürde konakla ilgili bazı bilgileri aynen aktarmak istiyorum.
"Varislerinden alınan bilgilere göre konak Ziya Paşa'nın Amasya Mutasarrıfı olduğu (1864-1865) yıllarda Defterdarlık görevi ile bulunduğu ifade edilen Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılmıştır.Kendisi bir müddet sonra Arnavutuluğa gönderilince konağı kız kardeşi Hazeran Hanım'a bağışlamıştır.Hazeranlar Konağı ismi uzun yıllar örflü kişiliğiyle konağın sahibi olarak bilinen Hazeran Hanım'dan gelmektedir.

Bodrum üzeri 2 katlı,haremlik selamlık olmak üzere 2 bölümlü olan konağın 2 ayrı girişi vardır.Üst katta oturma,çeyiz,ebeveyn yatak odaları;alt katta ise küçük bir mutfak,kiler ve oturma hizmetçi odaları yer alır.Selamlık baş odası şeref misafirlerinin kabul edildiği,ilmi edebi sohbetlerin yapıldığı en büyük ve özenli mekandır."


Aslında üst kata çıkınca bir de bu kıyafetler ve mekanlar içinde duran ilk cansız mankeni görünce biraz korktum tabi ama ilk anlıktı geçti gitti.yerini büyük bir beğeni aldı.Bir de söylemeden geçemicem Amasya Belediyesi'ni tebrik etmek istiyorum giriş ücreti olan 2 ytl'yi konak ve müzede öğrenci kartınızı göstermeniz karşılığında almıyorlar.İlk defa öğrenci olduğum için ayrıcalıklı hissettim.Teknoloji denilen şey ne de güzelmiş öyle.Şu ayaklarımıza takılan poşetleri geçirene kadar belim kopmuştur hep.Ama konakta bu poşetlerin makinesi vardı ayağını makineye basınca poşet geçiriyordu.Teknolojiden uzak durmayı tercih eden annem vardı tabi ki ayağında terlik olmasından dolayı lastiğin canını acıtmasından korkarak çıplak ayakla gezmeyi tecih ettti:))

selamlık baş odası...




kahve odası...




çeyiz odası...ne güzel işlemeler onlar öyle.mankenlerin dili olsa da konuşsa..



yemek odası...

ne kadar da huzur veriyor...

eski bir soba imiş ama sobaya benzemiyor...


bu yatağı çok begendim..



selamlık odası...




oturma odası...




perdelerin işlemeleri de çok güzeldi..



6 yorum:

bidamlacik dedi ki...

aaay çok güzeeeel.amatemizliği zordur o evin.:)

Bri; dedi ki...

gezelim görelim pamuk adaş,süppermiş valla yaaa...HA
akikaten resimlerle bile olsa o günlere götürüyo insanı ama ben en çok kahve odasına bayıldım aman zilsiz görmesin dayanamaz ordada oturup içmeye kalkar:)şaka bi yana o zamanların o lüksü hiç bişeyde yokmuş çok güzel yaşamışlar...Resmen lale devriymiş herşey yaaa..Zaman makinası icat edilse keşke..

Adsız dedi ki...

çok beğendim.

CaDı dedi ki...

Ellerine saglik, gercekten cok guzelmis. Eskiden internet olmadan nasil yasiyorlarmis dimi:)) Herneyse bizde Ayasofya Camii ni gezerken para almamislardi, bu ogrencilik iyi biseydi, kiymetini bilin valla:)

"O" Benim Dünyam dedi ki...

Konak yaşamı da bir başka oluyor canım:))
Favorim kahve odası:)

DRNEFES dedi ki...

yagmurlu saliha ablam;evt yaa..ee koskoca konak tabi..

bridget;evt lale devri gibiymiş..evt zilsiz dayanamaz eminim..ben en çok çeyiz bolumunu sevdim;)


eysean;)

cadı;walla ilk defa sevindim ogrenci olduuma..internetsiz olmazz yapamazdık bizz..

sokak lambası;)herkes de kahve odasını sevmiş..konakta yaşamak isterdim..ırmak kenarında olmalı;)